31 Temmuz 2016 Pazar

Filozof Pokemonlar



KARİKATÜRÜ ANLAMADIN MI?

Britanyalı Bertrand Russell analitik felsefenin kurucusu olarak kabul edilir. Russell paradoksu'na atıfta bulunan karikatürde onun paradoksunun kendi teorisiyle yerle bir olmasına değiniliyor. 

Ünlü Alman filozof Hegel ise bu karikatürde bilmesinlercilik düşüncesiyle ortaya çıkıyor. Bu kavramın bilinmesi bu anlamda önemli. 

Son olarak Karl Marx'ın diyalektik materyalizm'i hakkında "Hegel kafa üstü duruyordu, Marx ise onu ayakları üzerinde oturtmuştur." yorumları yapılır. Karikatürde de yine bu atıf yapılır. "Marx, diyalektik yöntemin üstünlüğünü ve Hegel'de "idealist bir kabuk" içinde saklı ve "başaşağı çevrilmiş" olarak bulunan diyalektiğin rasyonel özünü ortaya çıkarabilmek için onu tamamen materyalist temelde yeniden ele almak gerektiğini savunmuştur. Bu anlamda, Marx'ın diyalektik materyalizmden söz ettiği ve onu çalışmalarında kullandığı bilinir, ancak sistematize edilmiş bir disiplin ya da yöntem olarak diyalektik materyalizm daha çok Marx'ın ardılları tarafından onun teorik çalışmalarından ve analizlerinden yararlanılarak geliştirilmiştir."

Eski Yunan Ofisinde Bir Gün



KARİKATÜRÜ ANLAMADIN MI? 

Disiplin: Sokrates öncesi filozoflardan Parmenides'in düşüncesine göre varoluş zamansızdır ve değişmez. Herakleitos'un tersine Parmenides'e göre değişim yalnızca ilüzyondan ibarettir. Değişim yoktur.

Sunum: Stoacı filozoflardan Kıbrıslı Zenon kontrolümüzde olmayan şeylerin mutluluğumuza etki etmemesi gerektiğini söyler. Çünkü mutluluk yalnızca erdem ile gelebilir. Kötü şeyler başımıza gelse bile onları mantıklı bir şekilde kabul edip, onlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekir. 

Dedikodu: Atomcu felsefenin kurucusu olan Demokritos varolan tek şeyin atomlar ve boşluk olduğunu düşünür. Demokritos'a göre çok fazla çeşitte atom mevcuttur ve bunlar sınırsız şekillerde, farklı boyutlardadır. Ona göre evrendeki her şey atomların birbiriyle etkileşimi sonucu belirlenir.

Bahane: Elealı Zenon'a göre hareket imkansızdır. Daha çok paradokslarıyla bilinen Zenon bunu ok paradoksuyla açıklamıştır. Tıpkı hocası Parmenides gibi düşünen Zenon'un paradoksuna göre Yaydan çıkmış ve ilerleyen bir ok, zaman içindeki her anda belirli bir konumdadır. Eğer an belirli, tek bir nokta ise o anda okun hareket etmeye zamanı yoktur ve durağandır. Bu nedenle gelecek anların hepsinde de durağan yani hareket etmeyen şekilde olması gerektir. Böylece ok her zaman durağandır ve hareket etmez; hareket imkansızdır.

Beyin Fırtınası:  İlk filozoflar arkhe yani başlangıç problemleriyle ilgilenmiştir. Geleneksel görüşe göre ilk filozof olarak kabul edilen Thales, her şeyin sudan meydana geldiğini düşünür. Herakleitos ise her şeyin ateşten oluştuğunu savunur.  

24 Temmuz 2016 Pazar

Descartes'in Cini

KARİKATÜRÜ ANLAMADIN MI?

Fransız filozof Descartes doğa bilimlerini geliştirmek adına aklın kullanılmasını vurgulayan ilk filozof olarak görülebilir. Bu karikatürde onun Meditasyonlar isimli eserinin ilk bölümünde şüpheci yaklaşımının metaforik bir izdüşümü olan "kötü niyetli cin" üzerine durulmuş.  

Descartes, hem dış dünya hem de duygusal tecrübelerden bağımsız olarak geliştirilen matematiğe inanırken tüm bunların Tanrı'nın bir aldatmacası olabileceği ihtimalini de düşünmemiz gerektiğini vurgular. 

"Nasıl bilirim ki, dünyanın, göğün, uzamlı cismin, şeklin, ebadın, yerin olmamasını ama aynı zamanda bütün bu şeylerin şimdi olduğu gibi var olduklarını bana gösterenin Tanrı’nın kendisi olmadığını? Dahası... her zaman ikiyle üçü topladığımda veya karenin kenarlarını saydığımda ya da daha da basit meseleler de bile yanılıyor olamaz mıyım?"

Descartes'e göre insanları aldatabilen, doğrulardan kuşku duymaya yol açabilecek kötü bir cinin varlığından söz eder. Böyle bir güç insanları farkına varmadan insanları baştan çıkartır ve yanıltır yani hakikate ulaşmasına engel olur. Bu nedenle de dış dünyaya ait olan nesnelere ya da matematiğe kuşku olmadan bakamayız. Tek kuşku olmadan bakabileceğimiz şey ise kendi varlığımızdır. Buradan yola çıkarak da "cogito ergo sum / düşünüyorum öyleyse varım." hipotezini ortaya çıkarır.

21 Temmuz 2016 Perşembe

Zenon & Zenon



KARİKATÜRÜ ANLAMADIN MI?

Kıbrıslı Zenon Stoacı okulun kurucusu olarak bilinir. Stoalılar tarafından benimsenmiş olan temel ilkeleri belirlemiştir. Kıbrıslı Zenon, bilgi anlayışında sözcüklerin düşünceleri oluşturduğunu ve düşüncelerin de bir nesnenin üzerindeki etkisi sonucu ortaya çıktığını söyler. Bu yüzden bir karton sütü açamadığımız da kötü sözler söylememiz gerekir. 

Elealı Zenon ise daha çok paradokslarıyla ünlenmiş bir filozoftur. En bilineni Akhilleus ile Kaplumbağa paradoksudur. Akhilleus ve kaplumbağa koşu yarışına başlarlar. Koşuda Akhilleus kaplumbağanın bir miktar önde başlamasına izin verir. Yarış başladıktan sonra Elealı Zenon'a göre Akhilleus kaplumbağayı asla yakalayamaz. belirli bir süre sonra Akhilleus yüz metre koştuğunda, kaplumbağanın başladığı yere gelmiş olacaktır; bu süre boyunca kaplumbağa da küçük de olsa belirli bir mesafe koşmuştur, örneğin 1 metre. Akhilleus bir süre sonra bu mesafeyi de tamamladığında, o süre zarfında kaplumbağa yine küçük de olsa bir mesafe ilerlemiş olacaktır ve bu böyle devam edecektir. Böylece,Akhilleus ne zaman kaplumbağanın varmış olduğu bir noktaya varsa, daha hala gitmesi gereken bir mesafe kalmış olacaktır.

Elealı Zenon'un bir diğer paradoksu ise ok ile ilgili olandır. Ona göre yaydan çıkmış bir ok zaman içerisinde sürekli aynı konumda kalır. Yani devinim hiç bir zaman geçerli olmaz. Ok her zaman durağandır ve hareket etmeye zamanı yoktur. 

19 Temmuz 2016 Salı

Ahlaki Şovalye



KARİKATÜRÜ ANLAMADIN MI? 

Danimarkalı filozofve teolog Kierkegaard en önemli varoluşçu filozoflardan biridir. En önemli eseri olan Korku ve Titreme'de karikatürde geçen korku, özgürlük, mutluluk kavramlarını inceler. Kierkegaard'a göre insanlar daha fazla acı ve korku çekecek olsalar bile daha fazla farkında olmayı tercih etmeleri gerekir. İnsan bunu  ancak "iman sıçraması" ile aşabilir.

"Teoloji etiği askıya alır." sözü ise Korku ve Titreme eserinden alıntıdır. Kierkegaard, Tanrı tarafından oğlunun kurban edilmesi istenen Peygamber İbrahim'in hikayesini analiz eder. Kierkegaard, çocuğun ölümünün etik dışı olduğunu fakat İbrahim'in bu emri ona Tanrı'nın verip vermediği hakkında emin olmadığı halde yapmaya çalıştığını ve böylece inancından dolayı etik askıya alındığını söyler. İbrahim korkarak ve titreyerek ama imanı sayesinde bunu yerine getirmeye karar verir.